E-Dergi SEKTÖRLER HABERLER ÜRÜN TANITIMLARI TEKNİK YAZILAR DOSYALAR RÖPORTAJLAR BAŞARI HİKAYELERİ UZMAN GÖRÜŞÜ YAZARLAR FUARLAR ETKİNLİKLER PROFİLLER Editörden Künye YAYIN KURULU ARŞİV ABONELİK İLETİŞİM
Şamil Özoğul
Şamil Özoğul
samilozogul@tekiskalip.com.tr
Ekonomide Düzen Değişikliği ve Kriz

Değerli Kalıpçılar, 

 

Kriz var mı yok mu tartışmalarıyla geçen zorlu bir yılı daha geride bırakıyoruz.

2008 yılının sonlarına doğru, ABD konut piyasasında başlayan ve finans piyasalarının ardından reel kesime sıçrayan, Birleşmiş Milletler’ in “yüzyılın krizi” olarak tanımladığı küresel ekonomik kriz başlamış, krizin ülkemizi teğet geçip geçmediği tartışmalarıyla kriz bir şekilde ülkemizden geçip gitmişti.


Krizler ülke ekonomileri üzerinde çok farklı etkilere yol açabilir. Kimi ülkelerde işsizlik, kimilerinde tüketim harcamaları, kimilerinde ise finans sektörü daha çok etkilenebilir. Detaylı bir kriz analizi için pek çok istatistiğe bakmak gerekse de, büyüme oranı her zaman en geçerli istatistiki veridir. 2008 krizinde Türkiye ekonomisinde ciddi bir küçülme yaşandığı net olarak görülmektedir. Bu dönemde AB, NAFTA ve OECD ülkeleri için 2009’un ilk çeyreği ile ikinci çeyreği arasında negatif büyüme ortalama % 2 olarak ölçülmüşken Türkiye için küçülme aynı dönemde % 4 dolayındadır. Haliyle, 2008 yılında patlayan küresel kriz Türkiye’yi teğet geçmemiştir.

 

Krizin etkilerini değerlendirmek için, AB ya da OECD ortalamasına bakmanın yanıltıcı olabileceği, bazı gelişmiş ülkelerin krizi Türkiye’den çok daha şiddetli yaşadığı da tartışma konusu olmuştu. Ancak krizden en çok etkilendiği düşünülen İzlanda’nın büyüme performansını ülkemizinkiyle karşılaştırdığımızda şu gerçekle karşı karşıya kalıyoruz: Türkiye ekonomisi 2008 krizinden, en az iflas eden İzlanda kadar etkilenmiştir. Aynı şekilde ABD, krizden Türkiye’ye göre çok daha az etkilenmişti. Üstelik bu sonuç ABD ve Avrupa’da bankaların ve aracı finans kuruluşlarının battığı, Türk bankalarının ve firmalarının ise krize nakit bolluğu içinde yakalandığı bir ortamda gerçekleşmişti.


Daha da vahim olan, Türkiye ekonomisinin yaşadığı bu olumsuzluğa, kendisinden kaynaklanmayan küresel bir krizin etkilerinin sebep olmasıydı.

 

2008-2009 yıllarında yaşanan bu kriz, Türkiye ekonomisinin eninde sonunda kendi krizini yaşayacağının bir erken uyarısı gibiydi. Teğet geçen krizin bile ekonomiyi bu denli etkilediği dikkate alındığında, Türkiye ekonomisinin kendi krizinin ne gibi sonuçlara yol açacağını düşünmek ekonomistler kadar işadamlarının da uykuları kaçırmaktaydı ki korktuğumuz başımıza geldi.

 

2018 yılının özellikle ikinci çeyreğinden itibaren ekonomik daralma giderek artmaktadır. Mayıs ayına ait PMI (imalat sanayi satın alma yöneticisi endeksi) verilerinde imalat sanayinin hızla daraldığı görülmektedir. 50’nin altındaki değerlerin daralma anlamına geldiği endeksin Mayıs değeri, 2009 yılı Nisan ayından beri görülen en düşük değerdir ve Ekim ayı dahil, PMI hep eşik değer 50’nin altında kalmıştır.

 

Türkiye ekonomisi günümüzde, döviz-faiz kıskacı altında eğilip bükülmektedir. Bu durum aslında, finansal istikrar ile fiyat istikrarı arasındaki gerilim olarak da yorumlanabilir. Bunun temel nedeni, faizlerin düşüş eğiliminde olmasına rağmen TL’nin değerli kalabildiği 2002-2013 arası küresel ekonomik şartların artık değişiyor olmasıdır.

 

2013’ten beri, ekonomik büyümeye zarar vereceği gerekçesiyle merkez bankası faiz artışı yapmaktan çekinse de, 2014, 2017 ve 2018’de üç defa yüklü miktarda faiz artışı yapmak zorunda kalmıştır. Bu zorunluluğun nedeni, faiz artışının gecikmesi ile ülkenin döviz krizinin eşiğine gelmesi idi. 

Döviz krizi ile birlikte, özel sektörün döviz borcunu çevirmede karşılaşacağı sorunlar ve bunun bankacılık sistemine yansımaları, krizin etkisinin daha da artmasına yol açmaktadır.

 

Diğer bir deyişle, döviz krizi aynı zamanda bir bankacılık krizi anlamına da geliyor. Hatırlamakta fayda var, firmalarımızın döviz borçları, 2008 krizinin etkilerini azaltmak ve büyümeyi desteklemek için özel sektörün döviz biçiminde borçlanmasına olanak veren düzenlemenin hayata geçirilmesinden sonra hızla artmıştır.

 

Böyle bir sorun varken, TL’nin hızlı ve büyük oranlı değersizleşmesine izin vermek, döviz borçlusu firmaların batmasını göze almak anlamına gelmektedir. Bunun bankacılık sistemi üzerinde oluşturduğu baskının yanı sıra, enflasyon ve cari açıktaki artış gibi daha farklı olumsuz etkileri de söz konusudur. 

 

Döviz borcu olan firmaların batmasının önüne geçmek için yapılan faiz artışı ise, genel olarak ekonomik yavaşlamayı arttıracaktır. Bir başka ifadeyle zaten yavaşlayan bir ekonomide yapılacak faiz artışı, yavaşlamanın da hızını arttıracaktır.

 

Mayıs 2018’de bir döviz krizinin eşiğinden dönmüş olmamıza rağmen yine de bu süreçte birçok firma zora düşmüştür. Burada üzerinde durulması gereken daha kritik olan konu ise, döviz şoku nedeniyle sallantıda olan firmaların bankacılık sisteminin üzerine yıkılmaları riskidir. Ülkemizin dev gruplarının banka borçlarını yeniden yapılandırması ile başlayan bu süreçte, yapılandırılan tutar 30 Milyar Doları bulmuştur ve maalesef borç yapılandırması için sırada bekleyen daha birçok firma bulunmaktadır.

 

Ekonomideki olumsuz gidişat, seçim takvimlerini de değiştirmiş, ülkemiz bir krizden diğerine, bir seçimden diğerine koşarken, ülkemizin omurgasını oluşturan sanayiciler üzerindeki sorumluluk daha da artmıştır.

 

Seçim sonrası ile ilgili bir öngörüde bulunacak olursak, ekonomik toparlanmanın yaşanacağı bir dönemin bizi beklemiyor olduğu acı bir gerçek. Ne beklediğini ise büyük ölçüde seçimin nasıl sonuçlanacağı belirleyecek. Ancak sonuç ne olursa olsun, Türkiye önemli bir değişimin eşiğindedir. Bunun nedeni, Türkiye ekonomisinin 2013 yılından beri, küresel şartlar gereği bir yapısal değişim içine girmek zorunda kalmasıdır.

Bu yapısal değişimin, ekonomik, siyasal ve toplumsal sonuçlarının ortaya çıkabilmesi ise, bir ekonomik krizin yaşanıp yaşanmamasına bağlıdır. Bu bağlamda 2018 krizi, sadece ekonomik sorunların ağırlaştığı ve kısa süreli yaşanacak bir ekonomik daralma olarak kalmayabilir.

 

Değerli Dostlar,

 

Daha önceki yazılarımda da defaten ifade ettiğim üzere, 2019 yılı ülkemiz için zor geçecek. Her koşulda, ekonomik yapısal değişim sürecinin başarıyla tamamlanacağına dair inancımız tamdır. Her değişim sancılıdır, hepimiz bunun bilincinde olmalıyız. Bu sıkıntılı süreci, umarım ki hep birlikte, en az hasarla ve daha da güçlenerek atlatır, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Kuruluş yıldönümü olan 2023 yılına kadar ülkemizi her alanda daha yüksek bir seviyeye ilerletebiliriz.

 

Bu vesileyle yeni yılın sağlık, mutluluk,başarı ve bol kazançlar getirmesini dilerim.

 

Saygı ve sevgilerimle,

Şamil ÖZOĞUL
UKUB Yönetim Kurulu Başkanı
 

Paylaş Tweet Paylaş
2532 kez okundu
YAZARIN DİĞER HABERLERİ
Pandemi ve Küreselden Yerele Dönüşüm..
Değerli Kalıpçılar, Korona salgını, kalıpçılık sektörünün en önemli halkalarından biri olduğu otomotiv tedarik zincirinin çalışma şekliyle ilgili birç DEVAMI...
Gelişmek İçin Değişim..
Değerli Dostlar,   2008 yılında yönetimine girdiğim ve 12 yıla yakın süredir büyük onur ve keyifle yürüttüğüm UKUB Başkanlığı görevimin sonuna g DEVAMI...
COVID-19 ve Endüstriyel Üretimin Geleceği
Değerli Kalıpçılar,   Krizlere alışık olan bünyemiz, bu sefer bağışıklığımızın olmadığı yeni bir düşmanla savaşa girdi.   COVID-19 salgını sanayiciler içi DEVAMI...
Yerli Üretim, Güçlü Türkiye..
Değerli Kalıpçılar, Kalıpçılık sektörü açısından 2019 yılı mevcut durumun muhafaza edildiği bir dönem oldu. Genelde alışkın olduğumuz büyüme oranları b DEVAMI...
Yerli Kalıp, Güçlü Sanayi…
Değerli Sektör Mensupları,   19 Eylül tarihinde, dokuzuncusu düzenlenen, “Yerli Kalıp, Güçlü Sanayi” temalı Ulusal Kalıpçılık Zirvesi, Geb DEVAMI...
Gelişmek için Değişmek Şart
Değerli Kalıpçılar,   UKUB Yönetimi olarak Türk Kalıp Endüstrisi’nin gelişimi adına nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılamaya yönelik mesleki gelişim e DEVAMI...
UKUB 2018 Sektör Değerlendirmesi
Kriz var mı yok mu tartışmalarıyla geçen zorlu bir yılı daha geride bıraktık. 2008-2009 yıllarında yaşanan küresel krizde Türkiye ekonomisinin küçülme oranı %4 dolayı DEVAMI...
Ekonomide Düzen Değişikliği ve Kriz
Değerli Kalıpçılar,    Kriz var mı yok mu tartışmalarıyla geçen zorlu bir yılı daha geride bırakıyoruz. 2008 yılının sonlarına doğru, ABD konut piyasasında başlayan ve DEVAMI...
Gücün Gerçek Kaynağı – Bilim ve Teknoloji
Değerli Kalıpçılar,    8. Ulusal Kalıpçılık Zirvesi’ni, 20 Eylül’de TOSB Workinn Otel’de gerçekleştirdik. Zirve’mize bu yıl, otom DEVAMI...
Çalışmamanın Bahanesi Olmaz
Değerli Dostlar,   Yokuş inmeye, yokuş çıkmaya alışmış güzel ülkemiz yine inişli çıkışlı bir dönemden geçiyor.    Hava değişiklikl DEVAMI...
Değerli Kalıp Sanayicileri,
Koca bir yılı daha geride bıraktık bırakıyoruz derken yeni yılın yoğun gündemiyle neredeyse ilk çeyreği de arkamızda bırakıyoruz.   Her yeniliğin altında umut vardır, iyili DEVAMI...
UKUB Yönetim Kurulu Başkanı Şamil Özoğul İle Röportaj Gerçekleştirdik
Bu yıl 7.’si düzenlenecek Zirve’de, ziyaretçileri neler bekliyor? Her yıl düzenlediğimiz geleneksel hale gelen Ulusal Kalıpçılık Zirvesi’nin 7.’s DEVAMI...
Dünya’da ve Türkiye’de Kalıpçılık
Dünya kalıpçılık sanayi toplam cirosu 84 Milyar € civarındadır ve sektör her yıl %6 büyüme eğilimindedir. Türkiye’deki kalıpçılığın toplam cirosu 3 DEVAMI...
Hedefler Değişmez, Stratejiler Değişir..
UKUB INTERMOLD 2016 JAPONYA İŞ GELİŞTİRME GEZİSİ   Değerli Kalıpçılar,   Geçtiğimiz Nisan ayında UKUB olarak yine oldukça verimli ve faydalı geç DEVAMI...
UKUB Kalıpçılık Eğitim Merkezi Açıldı!
Değerli Kalıpçılar,   Son çeyrek asırdır eğitim sistemimize yapılan yanlış müdahaleler, bugün Türk imalat sanayisinin büyümesi için en &cc DEVAMI...
Değerli Sanayiciler;
Son yıllarda rekor seviyeye ulaşan büyüme hızımızın önümüzdeki yıl % 3-4 seviyelerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Ekonomik büyümenin yavaşlaması ile rek DEVAMI...
İhracat Hedefi ve Üretimde Yerlilik Oranı
Değerli Kalıpçılar,   Türkiye ekonomisi ihracata dayalı bir yapı içerisinde büyümeye devam ediyor. Her ne kadar 2011 yılı büyüme oranının altında DEVAMI...
Değerli Kalıpçılar,
Türk kalıpçılık endüstrisinin hızla yükselmesini sağlayacak büyük proje için UKUB olarak geri sayımı başlattık.   Birliğimiz kurulduğundan beri k DEVAMI...
Mesleki Eğitim
Son yıllarda sürekli dile getirdiğimiz, artık “önemli” olmaktan çıkıp “hayati” duruma geçen ara eleman sorunu ülkemiz üretim sanayisi i&cce DEVAMI...
Geleceğimiz, Gençlerimize Emanet..
Değerli Sanayicilerimiz, 2008 yılında büyük bir heyecanla UKUB Yönetimini üstlendiğimizde koyduğumuz ana hedef, UKUB’u ve Türk Kalıpçılık Sektörü DEVAMI...
Değişim Kaçınılmazdır, Gelişim ise İsteğe Bağlıdır
Değerli Kalıp Sanayicileri,   Seçimler ve türlü sıkıntılarla dolu bir yılı geride bıraktık, yeni umutlarla yeni bir yıla daha girdik.   Ülkemizin eko DEVAMI...
SEKTÖREL HABERLER
Alınan Karar İhracat Rekabetçiliğinin Korunması Açısından Kritik Öneme Sahip!
Otomotiv Sanayii Derneği, “Türkiye-Birleşik Krallık Serbest Ticaret Anlaşması Ortak Komitesi’nin, Elektrikli Araçların Menşe Kurallarına İlişkin Geçiş Süreci Uzatma Kararı”nı değerlendirdi.  &nbs DEVAMI...
Dünyanın Önde Gelen İhtisas Fuarları Wire 2024 ve Tube 2024 15 - 19 Nisan 2024 Tarihinde Kapılarını Açacak
İklim değişikliğinden kaynak kıtlığına, enerji geçişinden fiber optik yayılmaya kadar – çözüm bekleyen pek çok zorluk var. Bu çözümler sadece tel, kablo ve boru endüstrileri sayesinde DEVAMI...
Mitsubishi Electric Türkiye Robot Yatırımları Zirvesi’nde Yenilikçi Otomasyon Çözümlerini Paylaştı
Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri, 20-23 Aralık tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen Robot Yatırımları Zirvesi ve Sergisi’nde yenilikçi otomasyon sistemlerini tanı DEVAMI...
Türkiye’de Yüzey Doku Mühendisliğinde İlke İmza Atıyor
voestalpine High Performance Metal Türkiye, ülkemizdeki ilk ve tek çelik, ısıl işlem, desen ve PVD kaplama sağlayıcısı konumunu her geçen gün güçlendiriyor. Şirket, Eschmann Textures markasıyla Tü DEVAMI...
Plastik Sektörü Geri Dönüşümde Küresel Güç Olmayı Hedefliyor
Doğrudan ve dolaylı 15 milyar dolarlık ihracatla, Türkiye’nin en fazla ihracat yapan sanayi kollarından biri olan plastik sektörü, geri dönüşümdeki pazar payını artırmayı hedefliyor. Geri dönüş&uu DEVAMI...
Makine İhracatı 2023’te Yüzde 11 Artışla 28 Milyar Doları Aştı
Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından açıklanan konsolide verilere göre, 2023 yılı sonunda Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 28,1 milyar dolar oldu. Dünya makine i DEVAMI...
EFSİAD Genel Üye Toplantısını Gerçekleştirdi
5 Ocak 2024 tarihinde Crowne Plaza Oteli Kurtköy Pendik-İstanbul ‘da yoğun üye katılımıyla EFSİAD bir araya geldi. “Geleceğin yakıtı hidrojen ve Endüstriyel fırınlarda Kullanımı” konusunda Kanada’da yaşa DEVAMI...
Vega Makina’dan Yerli İmalat İçin 100 Milyon TL’lik Tesis Yatırımı Atağı
Tüm sektörlerde yer alan sanayi kuruluşlarına kaynak teknolojileri konusunda hizmet veren Vega Makina, yerli üretim hedefleri doğrultusunda 100 milyon TL yatırımla ilk tesisini kurmak için çalışmalara başladı. 2023 DEVAMI...
TOS+H Expo 2024 – 5. Türk İş Güvenliği ve Sağlığı İhtisas Fuarı – „İstanbul Sanayi Odası“ ile Başarılı İşbirliği Devam Ediyor
Başarılı geçen TOS+H Expo 2022’nin ardından Messe Düsseldorf ile yerel ortakları Tezulaş Fuar ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) başarıya giden yolda ilerlemeye devam ediyor.     TOS+H Expo, 2 – 4 Mayıs 2024 ta DEVAMI...
Saha Expo 2024, Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayisindeki En Son Yenilikçi Çözümler ve Teknolojileri Sergileyerek Sektördeki Gücünü Ortaya Koyuyor
1100 üye firma ve 29 üniversite ile Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi kümelenmesi olan SAHA İstanbul tarafından, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde 22-26 Ekim 2024 tarih DEVAMI...
En Çok Okunanlar Son Eklenenler
YAYIN AKIŞI
FACEBOOK
TWITTER
INSTAGRAM